Saat 2 suları sevgili blog.Ben masamın başında oturmuş sigara ve sıcacık kahve dumanının altında kendimi anlamaya çalışıyorum.
Ömrünü kendini anlamakla geçirmiş bir Türk filozofu olan Sakallı Celal gibiyim.
Ortalık karanlık ve sessiz.Radyom açık,kısık ve boğuk sesli adamı dinliyorum.
İngiltere sokaklarını hayal ediyorum da tüm bu muhteşem müziklerin doğduğu o ülkeyi.Orada tüm karanlıkların altında gülmeyi başarıyor topraklar.Her sokakta farklı bir tını var sanki. Yollarında yürürken her adımda bir şarkı beni karşılayacak gibi geliyor..Caddelerdeki taşlar birer nota gibi ve her sokak ayrı bir şarkı oluşturuyor ve böylesine müzikler doğuyor yıllardır.Aynı notada hüznü,sevinci,kızgınlığı,pişmanlığı,aşkı,nefreti ve daha bi çok duyguyu barındırıyor İngiltere havası.Adı altında başlı başına bi farkındalığı var.Sanki her sokak her an bir müzik çalıyor.Oradaki müzik hiç bitmiyor,dünyaya taşıyor.Bazen bir piyano olup giriyor ruhlarda,bazen bir solo olup kalplere oturuyor.Bazen de ses alıp götürüyor insanı olduğu yerden çok uzaklara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder