Şimdi yeni sene falan ya bi hızlanma aldı başını gidiyo. Yeni yeni şeyler türüyor tam bu zamanlarda. Sınavlara hazırlananlar atağa geçti,bütün sektörlerde bir yarış başladı,birileri öne geçiyor şimdi. Kimse bak demiyor . Kimse dur da demiyor. Çok fena toslayacaklar ama bilmiyorlar. Ben o toslama gününü bekliyorum zevkle ve de heyecanla. Çünkü yanlış bildiklerini anladıklarında gözleri aşağıya düşecek omuzları çökecek ya. O anı çok seviyorum işte.
Basitçe de olsa bahsetmek istemiyorum ikibinsekizden. Zira bir moda gibi her tarafta kök salıyor ikibinsekiz anıları. Ben bahsetmeyeceğim ikibinsekiz benden neler aldı ve bana neler verdi. Her sene olduğu gibi bir aldım-verdim oyunu oynandı tabi ki. Kazançlarım oldu ve bazen de kaybettim. Bu önemli değil artık. Yalnız şunu söylemek isterim 9 rakamını çok seviyomuşum meğer. Görünce anladım. Hatta 8'den öylesine nefret ediyomuşum ki 9'u bağrıma basasım geldi. Hoşgeldin 9.
8'in yanar döner bi tipi var. Çift sayı bir kere. Her an arkamdan bıçağı saplayacakmış gibi duruyor. Her an bir kazık atacakmış ya da her an yok olacakmış gibi. Çift sayıları hiç sevemedim zaten. Çiftlerin nerede duracağı belli olmuyor ki. Herşeyin içinden çıkabiliyor,herşeyle bir ilgisi var her an dönüp gidecekmiş,sözünden dönecekmiş gibi bir halleri var çift sayıların. En çok da 8'in.Ama tek sayılar öyle değil. Sabit ve tek. Sözünün eri. Mert ve yiğit. Özü sözü bir. Ne olduğu ne yapacağı en başından belli. Karakterlidir tek sayılar. Özellikle 9. Başlı başına bir asaleti var 9'un. Sana kazık atmaz,duruşundan belli.İnsana iyi şeyler getirecek 9,belli. Her ayın 9'unu severim 10'unu değil.
Asal sayıdır 9. ASAL. Kralsın 9.Gelişinle bir yüreklendirdin insanı hayata karşı. Böyle devam et emi. Yarışlara girmeden tek ve özgür başınla devam et!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder