Salı, Şubat 3

Marizlediğimin Dünyası Artık Büyük Bir Gökyüzü Ver Bana

Yalnızken güçlü olan moruğun şiirlerini okuyorum.Öksürürken fışkıran tükürükler sayfanın çeşitli yerlerine konmuş.Uzun günün ardından aklımda kalan; eski-yitik bir dostun siyah saçı,yeşil montu ve yanımda verdiği sigara molası.
Göz göze gelip afallıyoruz önce,ağızlar açık gözler sevişiyor.Aynı anda adım atıp yaklaşıyoruz,sonra bir sarılış,aman allahım.Sanki yüzlerimizi görmek bu kadar güç.Hep olduğu gibi yine içmekle başımız dertte.Ablasıyla fena kapışmış bu sefer,parmaklarındaki yaradan anladım.Ama gözleri iyiydi.Taş gibi yeşil ,alkol kokusunu taa burdan gördüm.Yanımdaki insanlara selam verdi en çok ona şaşırdım.Meğer ne çok şey biliyormuşuz birbirimiz hakkında.Arkadan ablasının kızı 'merhaba' diyince anladım. Sonra helalleştik,o çikın menüsünü alıp yukarı çıktı.Aile saadeti.Orada ne işimiz vadı bilmem.Ama asitle çalkalanan midemi doyurmak için sağlam masa seçmişim kendime.Hiçbiri para verdiği ekmeği yiyemedi,ben hiç para vermediğim 3 adet köfteli ekmek yedim.İşte galiba bu yüzden oradaydım.Karnım tok,sırtım pek çıkıyorum kapıdan.Ha unutmadan hatırlatayım yanımda bir yol arkadaşım var.Gidiyoruz öylece.Hava kararmaya yüz tutmuş.Birileri yolumuzu kesiyor,fotoğraf motoğraf diyorlar,anlamıyorum.Birşeyler oluyor,bir iki poz verir gibi oluyoruz,bakıyoruz,gülüyoruz sonra yola devam... Kitap dili koridorları aç bilaç bizi bekliyor.Çingeneler sokakta mızıkalaşıyorlar adeta,öyle kıvrak bel görmedim.
Biraz kalabalıklaşıyor çember. Daralıyor bir yandan da.Büyük bir utançla.
'Sokaklar benim ' diyorum içimden.Sokaklar benim yahu.
Yürüdükçe yükseliyor taşlar ayaklarımın altından,yükseliyor,beni de taşıyor baloncuklarla birlikte.Bizim Lorca'nın bir şiiri aklımda kalmış. ^^Deniz gülümsüyor uzaktan,dişleri köpükten dudakları gök^^ diyor yol arkadaşım.
Hayır ''deniz dalga dalga^^ diyorum.Haa sen denizcilerdesin diyor. Evet diyorum ben denizlerdeyim. Taşlar dalga oluvermiş bir anda. Lorca ölmesin .Neyse efendim yol uzuyor ilerliyoruz. Poğaça kokuları her yeri sarmış,bir anda ne oluyor anlayamadan çay ocağının arkasında poğaçamı mideye indirirken buluyorum kendimi.Önümde bir de boş bardak var,çay içmişim.Kafamı biraz sola çeviriyorum,yoldaşım eli cebinde birşeyler kurcalıyor,hemen ardından hah diyor buldum,tamam kalk gidelim. Çayların parası diyorum,geç kaldık diyor.Atkımı da unutmadan alıyorum masadan ve gidiyoruz tekrardan.Biraz daha hızlıyız,sanki birinden kaçıyor gibicesine,ama çok sürmüyor.Nereye diyorum,tepeye diyor.Hava kararmış,ama gökyüzü masmavi bunu görebiliyorum.Başımı aşağı çevirsem görünmeyecek gibi değil,uzansam benim olacak gibi de değil.Kalemim de yok zaten.Bir keresinde ölmüştüm o zaman anlıyorum,bir gökyüzüm olsa seni çizerdim oraya.Bir sen olsaydın eğer bir biz kalabilseydik hala...

Hiç yorum yok: