Salı, Haziran 30

*



Uyanıp uyanmamak arasında gidip geliyordu. Gördüğü rüyalardan çok hoşlanıyordu,bazen kötü şeyler görse de bunların bir kurgu olduğunu düşününce eğlenceli geliyordu,uyandığını hissettiği an geri dönmek için büyük bir çaba harcıyor ama kendini yormuyordu,böylece naif bir şekilde hissettirmeden,rahatça hissizleşerek önce nefes alması değişiyor sonra vücudunda geniş bir gevşeme başlıyordu,işte yeniden oradaydı. Buna rüya deniyordu. Fakat artık onun için tek gerçek buydu. Kendi senaryosunu yazabildiği tek yer burasıydı. Renkler,isimler,mekanlar,olaylar ve zaman hiç önemli değildi. Burası sadece kendi istediği için vardı. Üstelik herhangi birşeye verilen isimler her seferinde değişebiliyor,gerçekle uyumsuz bir şekilde ilerleyebiliyor,hatta kendi gerçeğini yaratabiliyordu. Böyle zamanları yaratmak için zorlu yolculuklardan geçmek gerekti. Zorlu geceler ve gündüzler. Herkes bunu başaramazdı. Hayatını düşündüğünde garip hislere kapılıyordu,bunu hiç bir zaman anlatamadı. Ama düşünmek onu telaşlandırıyordu. Çünkü geçmişle karşılaşmayı,hesap sormayı,intikam almayı ya da hatırlamayı pek sevmezdi. Ceza vermeyi severdi,bunu vücudundaki izlerden anlayabilirdiniz. Ve yine anlayabilidğiniz gibi en hafif cezayı kendisine verirdi. Karşısındakini düşünmezdi,düşünmeden hareket eder bazen onların sevgilisini çalardı,bazen de cüzdanlarını. Ama bu onu kötü biri yapmazdı. Hiç bir şey onu kötü biri yapmazdı. Ve hatta hiç birşey hiç kimseyi kötü biri yapmazdı.Herşeyin bir açıklaması vardı.
Plan yaparak hareket eden insanlardan ve diğer canlılardan nefret eder,planlarını bozmaya bayılırdı. Nefret duygusu bile onu kötü biri yapmazdı. Çünkü herşeyin bir açıklaması vardı. Her gece yatağa girdiğinde rüya göreceğini bilirdi. Bu yüzden her gün çok fazla şey düşünür,çok fazla şey okur,çok fazla şey izler,çok fazla insanın resmine bakar,çok fazla içki içer ve çok fazla parfüm sıkardı. Bu onun için çeşitlilik demekti. Böylece rüyasında tahmin bile edemeyeceği güzellikte,ilginçlikte ve plansızlıkta şeyler görürdü. Bundan hoşlanırdı. Müzik dinlemeyi genellikle severdi. İnsanlar onun için hem önemliydi hem değersiz. Buna karar vermesi için bazen çok zaman gerekiyordu bazense bir kez göz göze gelmek yeterliydi. Evde uzun süre vakit geçirmeyi çok ama çok sevdiği halde sokağa ve denize aşıktı. Aslında birine daha aşıktı ama artık söylemenin gereği yoktu. Zaten tüm bu olanlar onun marifetiydi. Aslında daha çok kendinin. Ama olanı biteni ona yıkması için hatırı sayılır sebepleri de yok değildi.Her zaman olduğu gibi herkes suçlu ve herkes masumdu işte. Bir üst basamağa çıkmaktı hayatın anlamı,ama o hayatın anlamını kaybetmişti bir kere. Artık sadece rüyalar vardı. Uyanıp uyanmamak arasında gidip geliyordu. Ve yine uyumayı seçti

Hiç yorum yok: