Cumartesi, Şubat 19

Merhaba Soğuk!

Yeni dönem başladı tüm hızıyla. Meğer her şey otobüse binene kadarmış.
16 numaralı koltuk benimdi bu sefer. Kısa saçlı elinde gazeteler olan bir kızla yanyana geldik. Biraz konuştuk biraz gülüştük,sonra o 'Yıldız Otel'in orada indi. Ben arkasından teoriler üretmeye başladım. Otele mi gidiyordu? Öyleyse kimin yanına,ne işi vardı o küçük kasabada? Acaba bi ajan mıydı? Aslında gazeteci olmasını istedim daha çok. Sevgilisiyle buluşmaya mı gelmişti yoksa? O köhne otelde mi? Yoksa otelin karşısındaki apartmanda mı oturuyordu? Neden orada inmişti?

Öğrenemeden indim otobüsten,hiç öğrenemiycektim. Vakit gelmişti. Yürümeye başladım,çekiştirdiğim valizimle beraber. Yollardaki buzlar erimeye başlamıştı. Özlemiş miydim bilmiyordum,yürümeye devam ettim...
Ertesi gün G.yi öğrenci işlerinde yakaldım,bi soğukluk girmişti aramıza yakın zaman önce. Atlatamadık,aramızdaki buzlarla devam ettik yürümeye. Saçlarını koyuya boyattığını farketmiştim bu kez. Ama söyleyemedim. Yeri gelmedi hani!
Derse girdik,yanımda oturuyordu her zamanki gibi. Ara sıra,hep yaptığımız gibi,gülüyorduk. İşte eriyordu buzlar yavaş yavaş,ağır ağır,aslında bir hayli hızlı. Ders bitti... Koridordaydık,brothers'a ne zaman gidiyoruz dedi. İşte can alıcı soru. Hemen!? dedim. Sarıldı. Sarıldım. Bahar gelmişti dünyamıza. Gittik. Biraz elma biraz vodka derken yine kaydık yollarda.

Hiç yorum yok: