Pazar, Aralık 7

Sürgündeyiz

O sabah bir heyecanla kalkıp hazırlanıp giyip çıkıyorum evden.Cep telefonumun mesajlar kısmına girip 'geliyorum' yazıyorum.Beklesinler bakalım,geliyorum.
Hava soğuk.
Yürüyorum.
Mai'nin Biliyorum'u başlıyor.Ama ortalıkta ne ses var ne de görüntü,ne uydu var ne ağlar,bağlantılar... Olmasın da zaten.
3G teknolojiler tayfası sudaki plastik kaşıkları toplamak bir yana dursun bir de yetmezmiş gibi çoğaltıyor. Bir de galiba çok önemli yurdum insanlarının çoğunun ocağına ceviz ağacı dikiyor. (!)
Ah bu gelişmeler,ilerlemeler,yarışlar...
Keşke biraz da dans kültürü olsaydı.Yağmur altında şemsiyelerle,müzikal dansçı sıfatını alabilseydi tutkunlar.
Neyse ki heyecanım devam ediyor.Aynı delikanlı Santiago gibiyim.Hiçbir şey bilmiyor gibi gözükürken ama esasında her şeyin farkında olan genç çobandan farksızım.Yalnız benim koyunlarım yok,hamam böceklerim var.Göremediğim yerlerde saklanıyorlar.

Hisler genelde doyurulmamış özlemdeler.Çok özlüyor ve hiç istemiyorlar.Mutfaktan tüm eve süzülen soslu makarna kokuları gibi geçiciler.
Bu da çıkarcılığı getiriyor atıyor kucağımıza.Ama bir farkla;ne olduğunu biliyoruz.Biliyoruz ki;Hayat bir kutu çikolata gibidir. İçinden hangi tatların çıkıcagını bilemeyiz
Acılı viskili karamelli fındıklı bademli ...
Acılar ve sevinçler,ikisini bir arada tutan karameller,kaybettiren viskiler... İlerleyemiyorlar.
Keşke dememek için hep yeni bir kapı gerekli galiba.Yasemin kokulu bahçelerin kokusunu unuttuk.
Her geçen gün dilini unuttuk.
Acılarımızı haykırdığımız dilimizi unuttuk.
Alkış tutarak dans edilen odaları unuttuk.
''Kaybolup gidenler hakkında konuşmalıyız bir an önce
Hata yapanlar hakkında konuşmanın tam sırasıdır
Kaybolup gidenleri sorgulamak gerek
Demokrat diye geçinen yalancıları sorgulamalıyız
Kaybolup gidenler hakkında konuşmalıyız bir an önce
Yitirdiklerimizi konuşmalıyız bir an önce
Hep hatalı olanlar hakkında konuşmanın tam sırasıdır
Özgürlük hakkında konuşmalıyız bir an önce
Kaybolup gidenleri sorgulamak gerek
Demokrat diye geçinen yalancıları sorgulamalıyız''
Bazen iyi kararlar kötü duygusal tepkiler tarafından riske atılır diyor kutu adam.
Küreselleşen duygularla batmaya yüz tutmuş bir avuç köle olmaktan kurtulamadık.
Küçük bir kızın bavulu kadar işe yarayan bir nesne bilmiyorum.Küçük kızların kaçış planlarından daha iyi planlar üretemiyorum.
Hava soğuk.
Yürüyorum.
Güneş gözlükleriyle sansürledikleri yalancı hislerden kurtulunamadan ilerleyen zaman içinde neler olabileceğini hesap ediyorum.
Aklım yetmiyor. Küçük kızların da aklı yetmez.
Hiçbir şey şimdi olduğu kadar farkındalık içermiyor.
Her geçen gün sürülüyoruz. Ortalık toz duman da değil üstelik.
Ortalık basit tuşlardan ibaret.
Yürüyorum.
Mai'nin Biliyorum'u bitiyor.

Hiç yorum yok: