Salı, Kasım 17

*

Sabah oluyor gidiyoruz,akşam oluyor dönüyoruz. Tiyatro sezonu başladı, Dt kapılarında titreye titreye bekliyoruz. Bazen sırf eski bina güzelliği görme hasretinden... Marduk geliyor diye aceleci derin bir mevzuya dalıyoruz sanki şimdi bizi alıp götürecek o derece uçuyoruz. Börek yiyor tavla oynuyor tekila içiyor ve yüzümüzü ekşitip kafamızı sağa çeviriyoruz. Çünkü tüm geçmiş o taraftan bize sırıtıyor. Limonun ekşiliğinden değil yani. Yüzlerimize yayvanca gülümsemelerin geldiği nadir anlar artık neredeyse hiç yok,bunun yerine damarlarımızda ruhsuzluk kol geziyor. İşte tam bu sırada akıllara bir soru geliyor,peki
Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

Derken derse girme vakti geliyor,konu ileri çevre istatistiği.Çevresine yararlı gençler olma yolunda attığımız ama farkında olmadığımız adımlar bizi yine harekete geçiriyor.

Hiç yorum yok: