Cumartesi, Aralık 13

Her gece saat önce 2.00'ye gelir


''Yürürken bir yandan da tek yeteneğim, insanları anlamak''
Dedi bulutların arasından gelen ses.
Önce sesi bulmaya çalıştım,dediğini anlayamadan.
Ses;küçüklüğümün ve rüyalarımın tek tanrısı Oz Büyücü'sünden geliyor olmalıydı.
Önce sese ulaşmalıydım,sonra sorardım tekrar ne dediğini.Tekrar ederse tabii.
Tozlu dumanlı sisli bulutları ellerimle temizleyip ona ulaşmak isterdim.Sonrasında karşıma çıkan devasa perdeyi yine ellerimle aralayıp dumanlı vücudunun arasından bana bakan büyük ve güçlü gözlerinin içine bakıp yaralarımı sarmayı isterdim.
Rüyalarımdaki patika yoldan,elimde sepetimle ilerleyip büyücüme ulaşmak isterdim.
...
Neyse susalım. Her gece saat önce 2.00'ye gelir. Birbirimizde ne aradığımızı bulmak için. Önce birbirimizde ne aradığımızı bulmak gerek.Önce gözlerinde ne gördüğümü bulmam gerek.Önce gözlerini hatırlamam gerek.
Tek yeteneğim olan seni anlamak için her gece saat 2.00'ye geldiğinde yürüyorum.
Sonra bir ses duyuyorum. Galiba senin sesin. Ama önce sesini dinlemem gerek. Önce de seni duymam gerek. Seni duymak gerek sayın Oz.
Seni duymayı istemek varken içimde seni duymanın tam da sırasıdır.
..
Perdeyi aralayıp güçlü ve erdemli gözlerinin içine bakarken doğru yolu gözlerinin derininde görmek isterdim.
Damarlarında ve kanında kendim olduğumu bilmeden,önce çizgilere ulaşan yolu bulmak isterdim.Devrik cümlelerinle dolu bilinçli sohbetinle uyanmak ve uyumak isterdim.
Önce seni bulmak isterdim sevgili Oz.
Önce seni.

Hiç yorum yok: